1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1689
Okunma

bugün de sarhoşum...
ayyaşları kıskandıracak kadar hem de.
İzmir’in en karanlık mavisine,
kusuyorum öfkemin naralarını
sende kalan bütün dün/lerime,
zehrimi akıtıyorum azar azar.
Kordon’un o taşları gibi
eziyorum yokluğunu ayaklarımla.
hani o denizin yüzüme vuran tuzu var ya
iyi geliyor belki de, şu geçmeyen yarama.
biliyor musun...
artık beni tanıdılar
suratımdaki hüzne
Sen/in adını koydular.
gırtlağımı hissetmiyorum artık
kim bilir boğazımdan geçen kaçıncı şişe
neleri doldurdum kadehlere bir bilsen
acı,
hasret,
öfke,
küfür,
bir de o sevdiğim şiirlerin...
açıp açıp okuyorum seni
tıpkı bir masal gibi
her defasında son sayfasında kalıyor gözlerim
eksik,
silik,
sonu yok!
tıpkı yüreğim gibi
yarım bırakılmış; sen ve ben gibi...
yürüyorum, durmadan yürüyorum...
son nefesime hikayeler yaza yaza
ara sıra aklımı yitiriyorum;
tenine yapışan kokularda
kaç çığlık büyüttüğünü düşünerek.
söyle kaç sabaha uyandın;
valizine sakladığın o resmime dokunarak?
sakın aynaya bakma!
dayanamam
eğer ki, gözlerinde beni bulmazsan!
şimdi geri dönüyorum
yokluğunun başladığı ilk yere.
ellerim yine yalnızlığımı okşayacak,
geceler rüyalarla beni avutacak.
________sabah olacak_________
ve yine SEN gelmemiş olacaksın...!
ve yine ben Sen’i bekliyor olacağım...!
Nasıl büyüttüysem, düşlerimde ben Sen’i...
bir gün geleceksen eğer ki,
sen de büyü de gel, olur mu be Sevgili...!
/NergizA/
5.0
100% (1)