18
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1450
Okunma

ne’n kaldı anadolum
çöp topluyor çiftçi
eli oyalı kadınların
topuzlandı çemberleri
yaşmaklar zedelendi
ince pırıl pırıl derelerin
güneşli ırmakların
yıkanamaz oldu suyunda.
çocuklar büyüdü de
dağlara çıktı
kaynaklar açmaya
gerildi bereketi toprağın
ne’n kaldı anadolum?
kurudu tütünün, pamuğun, zeytinin
kıyılarını yaban eller kaplamış
sürmüşler insanını kendi köyünden
onların denizler, dağlar, tarlalar
göçmen mi halk yoksa yurdunda
neye el atsa
onun değil
nerde yaşıyoruz bu belli değil
emir nerden?
baş nerden?
iyi güdülmüyoruz, biz bu koyunlar
sağa sola sapıyor kimimiz
kimimiz elinde sopa kardeşini dövüyor
vurup, öldürüyor kimi
dalıyoruz meyveli bahçelere
çalılarda kalıyor yünümüz!
eski anadolu değil bu anadolu
gözü tok, karnı doygun
odalarda toplanıp dertler eğiren
gözüpek yiğitlerin oyun kurduğu
maniler yazan birbirine
sevgiyle yürek seğiren
toprak kokulu
bir elmayı paylaşan!
değil anadolu
tv başında mıhlanan halk
bilmiyor dışarda neler oluyor?
nasıl yayılıyor bu koyunlar?
kim çeviriyor bu koyunları
doğru gittiği yoldan!
ne’n kaldı anadolum
kurudu otlakların
sap saman elden gelir
gâvurun davasını güderiz
kalır cümle davamız
yarıda yarınlara!
22. 10. 2013 / Nazik Gülünay