12
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1460
Okunma
Mor zambak misali açmışsın yine
Efsunlu kokundan haz alacağım
Farklı desenleri seçmişsin yine
Fırça saklasa da söz bulacağım
Göz yaşı sanatla birleşmez gülüm
Seveni ağlatmak, zulümdür zulüm
Ruhum isyan eder, lâl olur dilim
Sen, “ben” desen bile, biz kalacağım
Mavi semaların sırrı düşer mi
Yanmayan bir yürek söyle pişer mi
Cananı olmayan aşklar yaşar mı
Görmeyen aşka ben, göz olacağım
O, koca kent değil, sen ara beni
Bin defa, bin kere, yak nâr’a beni
Hazanda solan renk, et pâre beni
Önünde yerlere, diz çalacağım
Siyah zülüflere, baharı dizdim
Gönül duvarıma resmini çizdim
En güzel güfteyi ben sana yazdım
Yatıp dizlerine, kız öleceğim
Ne güzel kıvrılır ince bellerin
Dümeni rota da, tutar ellerin
Türküyü ne güzel söyler dillerin
Dağ, depe, bayırı, düz bileceğim
Gönlün istiyorsa, felekten gece
Ben prens olurum, sen ise ece
Güzelim sevdiğim, sensin sadece
“Süsen” gibi ben de, tez solacağım
Özlemin gün gibi yüze vurdukça
Adın bende gizli Dünya durdukça
O beyaz kolların, beni sardıkça
Söylüyorum işte, yaz güleceğim
Lüzumsuz bu destan yazmakla bitmez
Hele anlatmaya, bir ömür yetmez
Sevdanın yerini hiçbir şey tutmaz
Efsunkar sahilde, iz sileceğim
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (17)