17
Yorum
41
Beğeni
0,0
Puan
3159
Okunma

kalabalık sokak
ben pencerede yalnız kedi
güvercin kanatlarına ilişiyor gözlerim
hani biri sırtlansa ellerimi
belki bulabilirim sokağını o evin
o evde bayramlık elbiselerim
küçücük ayakkabılarım
yoğurt kaplarında annemin begonyaları
babamın sigarası çakmağı
beş sandalye bir masa iki divan
şatomdu o ev
epey bir zaman
babam esmer ellerini sürünce saçlarıma
bir rüya ısmarlardım kendime
dizlerimi çekip karnıma
uyurdum iki yıldızın alnına tutuşturulmuş bir hamakta
sonra seni tanıdım
ay ışığının dudağımı öptüğü bir gece
yüzümde utangaç bir yangın
bir anlamı olmalıydı
gecenin bir yarısı aynı gülücükte boğulmanın
keşke biraz olsun anlayabilseydin beni
ve gittin bir gece apansız
hani herkes gibi
geride bir mermer taşı babamın
senin mektupsuz vedan
aşk da afaroz etti
sakın dönme...gidipte hiç gelmeyenler gibi
...
.
içimde bir kuru soğuk usta’m
parkam kar sızdıran gökyüzü, yıldızlar yağıyor her gece
sonra ay gömülüyor kalbime, tenim renginden terk
... omuzlarımı şefkatinle sıva usta’m
düşsün üzerimden üşümek
sen..
baktıkça içlendiğim orman
hırçınlığı rüzgarın
ellerin tanımlanmaz bir deli iklim, sarhoş kılan.
ustam
dönüp dönüp başa döndüren
mavi kuş uçurumu ağzın
gamzen, uyanışı b i n gülün
ya beni gülüşüne iliştir
ya sil mavilerini;
denizin.
g/itme usta’m
her yer puşt tuzağı, gerçeği yalandan ayıramam
eksildikçe senden, çoğalan bir korkuyum
işte bu yüzden uzlete düşmüş bir çocuk kadar aşk;
karşında el pençe divan
beni uykunda sev, içinden dilek tutar gibi
sessizce
ve buluşmasın o büyülü iki kelime sesinle
biri diğerini vurur usta’m
bilirim
çünkü aşk yenilgidir lügatinde
öpüşünle mühürle dudağımı ustam
kendi çığlığım yırtsın suskunluğun/un mazeretini
ya prangala adımlarımı, tozlarını kaldırdığın kentlere
ya da çek pusatı,
harını sür ömrüme,( gözlerin ki yedi sürgülü cennet)
... yüzün mahşer
ve yüzümde geberesice mutlu bir gülümseyiş
ateş gözyaşım olsun
ertesi kör bir cehennem...
de_ soulmate