... Yaşam üzerine direnen o can ;
bitmeyen sevda mürekkebi ,
devrimler yazan o yürek ;
gizemli mağara önüne tutuşan /
karanlık bir meşale .

Sığmayan can ,
sığdırılamayan canan ;
yaradan kopup gelen o can ,
uçuşları karanlık bir meşale .

Alnında veda busesi ,
buğulu gözlerden akar ,
kirpikleri battıkça acıyan ,
sol yanında arınan ,
gözyaşın silecek bir el ,
sağ yanında sönüp yanan ,
karanlık bir meşale .

Gelir mi artık bilinmez ,
en acı sözler sevgilisi ,
bir alev ki, kul ateş ,
ağaç yaprağı kül ateş ,
gül karanlığım bir meşale ,


Bir günlere dolar ya ,
hülyalara girer ya ,
vuslat olur akar ya ,
kanatsız uçar ya
hepsi karanlık bir meşale .

Sutunları olmayan ,
sultanlı ışık ,
seyir ettiren ,
o gök kubbe ,
karanlık bir meşale .

Zamanın akrep sokması ,
tozlu yolları kundaklıyor ,
tekleyen kalp sancısı ,
yeleli ata binmiş gidiyor ,
beyazları karanlık bir meşale .

Açıp baksa ,
penceresi yok ,
açıp çıksa ,
kapısı yok ,
bakır toprak ,
tapusuz kabir ,
ışıksız karanlık bir meşale .

Her yer karanlık ,
beyaz gelinlik içinde ,
rüyalarda olmasa ,
yare har olmayan ,
balkonsuz manzara ,
ısındıran güneş ,
karanlık bir meşale .

Gördüğüm göremediğim ,
gözüm açık büyüttüğüm dünyam ,
tüm-ten karanlık bir meşale .

Gülay GÖKTÜRK