2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1323
Okunma

bilmiyorum.....
ne kadar kelime tükettim dilimde,
okuduğum kaç masalda seni aradım satır satır,
kokladığım hangi çiçekte kokunu duydum
ciğerimin taaa ortasında
ve kim bilir kaç tende
dokunuşlarını bulabilmek için harcadım kendimi...
bilmiyorum;
___bu kaçıncı damgalanışım...!
cehennem ateşi gibi yokluğun
hiç bir kış soğutamıyor
hüznümün kırmızı rengini.
gözyaşlarım damıtamıyor
hasretinin taş keşmiş halini.
olmadığın şu sokaklarda
dilenci gibi perişanım,
saçım, başım darmadağın
nikotin doldu içim dışım
yüreğimin cebi delik
biliyor musun?
____en çok ta bu canımı yakıyor...!
ben bilmem öyle afilli lafları
şairliğimse, bir muamma...
ne zaman özlesem seni,
ne zaman üşüsem yalnızlığımda,
alırım karanlığımı yanıma
dökerim içimde ne var ne yoksa...
dağınıklığımın da kusuruna bakma...!
___hepsi kırık dökük dünlerden kalma....!
bak....! yine tutamadım
dilimdeki tutsak cümleleri
oysa ki yasak etmiştim kendime
Seni hatırlatacak her şeyi
alışırım sanmıştım;
bu varlığındaki yokluklarına.
meğerse, ne çok inanmışım ben
yarattığım masaldaki bu adama...!
____ADAM......! ben sana böylesine inandım ya...
bir sabah uyandığımda,
gerçekten dokunur musun ki suratıma? /NergizA/
5.0
100% (3)