Ecnebi bir şarkı çalıyor radyoda
Kafam hafiften dumanlı
Üşütmüşüm biraz ateşim de var
Bir sancı tırmanıyor
şakaklarımdan beynime
İnce

Tam o anda
Kapatıyorum gözlerimi
Ne sihirdir ne keramet kadın

"Sen" oluyor beynime yürüyen fırtına

Nasıl oluyor
Bir şiirde nasıl anlatılır
Nasıl gösterilir fotoğrafı bilmiyorum
...
Deniyorum
...
Su
Su gibi
Suya benzer
Kaygan bir zemin var
Kaynağı belirsiz bir ışık
Yansımalar sonra
Yansımalar

Yok
Yakamoz değiller

Piksel piksel
Yüzünü işliyorlar

Dalgalı bir suda resmini düşün
Ya da düşünme
O saçma oldu

Bir bayrak düşün
Rüzgarda

Evet
Bayraktaki gibi
Dalgalı

Eğilip bükülen hatları yüzünün
Ve akışkanlığı -su gibi-

Eh
Buraya kadar fena olmadı
Ya o ince sızıyla
Bu jöle gibi surat

Birde beynime beynime yürüyecek
...
Ulan başlarım halüsinasyonuna da sana da
Böyle manyak bir görüntüyü
Hangi kalem anlatacak
...
Ateşim var
Öksürük
Halsizlik
Anneme kalsa kolera
Veya veba salgını

Ama biz biliyoruz işte
Sen ve ben

Biraz rakıdan
Biraz ateşinden kafanın
Tınısından bu ecnebi şarkının
Ve belki
Kıyısında köşesinde bilinç altımın
Sana ait
Silinememiş
İmha edilememiş

Öldürülememiş
Bir kaç kırıntı
Bir kaç anı
Bir kaç parmak izi
Belki
Bir sigara izmariti
...
Gene başladı bak
Teklemeye kelimeler
Sızı
Biraz daha hızlandı yazarken
Akışkan yüz
Biraz daha hızlı akıyor şimdi
Şakaklarımdan beynime
Beynime
Beynime

Bey

Ni

Me
...
Ve hiç konuşmuyor nedense
İnce bir sızı
İnce
Çok ince







savrulmalar ekim 2013