0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
847
Okunma
akıbeti bilinmez bir yola yürürken dirim
sırtımda ihanet hançeri ben bir ölüyüm
ruhum bin yerinden yaralıyken
ne tebessüm kalır ne de yüzümde sevincim
kahırlar yoğrulur baharın bağrın da
ve gölgeler sökün eder
kara bir sis çöker ya sonra
işte ben o haldeyim
zaman urbasını siyaha boyamış
giysem bir türlü giymesem ölüm
elimde yaşlı bir ihtiyar gibi durur durgun saatler
akreple yelkovan sus pus durgun vaatler
haydi çöz fukara barakanın mimlenmiş kapısını
kandilleri yak gök /yüzü horon tutsun yasıma
yüzüme tak kibirlik maskesini
nedensiz yaslar uğramasın yadıma
bin ah duyulur körpe bir gelinden
erinin yası kırk kandilli alaz
başına çekinmiş yaşmağın yası
hüzünler buram buram öfke kokmakta
işte akıbeti bilinmez yazgıdır yaşam
kimine bahar kime hazan
yangınlar ömürde bir tutam’lık katre
biz kullara alevden döşek gibi gelir ya yaşam
Mahmudiye Düzkaya
5.0
100% (3)