Okuyanı acıtmaz gediğe koyar taşı
Her mısrası incelik, Selçuklu işi çini.
Üç öğün mutfağında şiirdir pişen aşı
Sofrasının lezzeti doyurur günde bini.
Onun gönlü tertemiz ötelemiştir kini!
Bu çağda Sami Hocam; şiirin Nasreddini!

Yaptığı zor zanaat; eserde mizah satmak
Gölde yoğurt tutturmak her yiğide kâr değil.
Tek dörtlüğün içine türlü balları katmak
Elbet sanat gerekir, vermez ucuza meğil.
Sahasında tanımaz önüne çıkan hini!
Bu çağda Sami Hocam; şiirin Nasreddini!

Huyu-suyu aşikâr tam katıksız sek adam
Aranılan numune Hint kumaşı gibidir.
Deftere girdiğimde yazdıklarıdır gıdam
Ufacık kıssaları sohbetlerin dibidir.
Fikirleri pırlanta kıskandırırlar cinni!
Bu çağda Sami Hocam; şiirin Nasreddini!

Cüssesine kanmayın sırtında dağı taşır
Hayatın külfetinden yüksünüp de of demez.
İhtiyacı olana sabah olmadan ışır,
Haramlara dargındır tek lokmasını yemez.
Mahlası olacaksa gerçeğinden de yeni!
Bu çağda Sami Hocam; şiirin Nasreddini!

İsmail Süklüm

22 Eylül 2013
KASTAMONU

(Şiirime yorumlarıyla destek olan gönül dostlarıma teşekkür ederim.)