Varlıklara can veren; taşa, toprağa dahi
Balçıktan sen yarattın abu âdemi sahi
Ruhundan üfleyerek eyledin canlı dâhi
Tefekküre dalanın etme aklını zayi
Canlandıran, dirilten ihya eden El-Muhyî

Ahretin tarlasında imtihanda her kulun
Aklı olana dersin; doğru yolumda bulun
Cennet mi, cehennem mi? Seçilsin biri yolun!
Doğru yoldan ayırma, koru bizi ya Mabud
Yaratıp da yok eden, sonra dirilten Mubid

Her şeyden çok değersin, gerçek sahip gerçek dost
Zat-ı sıfatınızda olmaz kulunuza kast
Zaman zaman yaparsın nicelerimize test
İzzeti ikramına bizleri eyle haiz
Ağırlayan, nam veren, izzet veren El-Muiz

Hem alçaltıp yükselten hem de ardı ön eden
Kesin hak ediyordur payını alıp giden
Arda kalan beyinler aklı sıra kin güden
Sebebi hikmetine akıl ermeyen kadim
Yükseltip öne alan, takdirkâr El-Mukaddim

Yapılan amelleri; zay etmezsin, korursun
Aşikârı, gizliyi mutlaka net görürsün
Rızkı mükâfatınla gönüllerde sürursun
Gerçekler karşısında mümini etme sakit
Gıda ve rızık veren, belleyici El-Mukît

Dürüstlüğünüz şiar, cümle âlem şahittir
Kalbimizde sevginiz tartışmasız vahittir
Ayrılmayız yolundan, huzurunda “ahittir”
İşleri uygun yapan adaleti tam maksut
Haklı hareket eden, tasarruflu El-Muksit

Reddi reddeden erksin, süreklidir ikbalin
Unutma iman ehli parlaktır istikbalin
Yok, tereddüde mahal; iste bitsin vebalin!
Daimi iktidarın saltanatına kadir;
Güçlüden de güçlüsün, güç veren El-Muktedir

Benzemez hiçbir varlık biri bir diğerine
Hücreler farklı farklı dokunmuş ciğerine
Tasarımcı sanatın paha yok değerine
Sanatın inceliği edilemez ki tasvir
Varlığa şekil veren, yaratan El-Musavvir

Hiçten varlık yaratan; yarattığın emsalsiz
Değil madde ihtiyaç, değil varlık kuralsız
Mükemmeli yarattın sorgusuz hem sualsiz
Emsali misal kılmak hangi mimarın haddi?
Örneksiz yaratarak varlık veren El-Mübdi

17.09.2013 // Numan AKKOYUNLU