6
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1521
Okunma
bu ikindi vakti rastladım
o sancılı bir kadındı
ve bu gün ona yazdım
güz üşümeleri
ağlıyordu bir kadın
içi soğuk bir oda sanki
penceresi ağıt rengi
kuru bir üzüntü vardı gözlerinde
baktı hep uzaklara
yalnızca baktı
onun tek fark ettiği
elmacık kemiklerinde süzülen beyaz renkli suydu
ve öpüyordu yanarak onu
tuzlu tuzlu
eyül"dü
güz yapraklarını sayıyordu rüzgar vurdukça tenine
üşüdüğü soğuk bir nem vakti
takvimden dökülen her düş gibi
hayallerini sevmeyi unuttukça
ölümü özlüyordu kendi içinde
sabrı yitmiş şehirler misali
toplamaya kimin gücü yeter ki bu camdan kalbi
bir kadın en çok ellerinden sevilirdi
ve bir adamı en güzel bir kadın eli inşa ederdi
üzerinde bir geçmiş vardı
masada susmuş boş bardak
buruşmuş bayat bir dudak
toz tutmuş puslu kapı camı
pencereye vuran sarı ışık
geceyi boğan ihtiyar bir aydınlık
duvardan asılmış bir resimlik bakıyordu gözlerine
ve içinde biriken iki derin sessizlik
.
mhd