20
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1944
Okunma

kül döktüm yarama yar, kül tutmadı yaram
oysa kurtuldum demişti bülbül
gülün dikenli boyunduruğundan
kan sızdı ağıtlı toprağa
oysa üstü örtüktü bütün sızılarımızın
kim açtı debelenmemizin üstünü
doğru dürüst yürüyemiyorduk kendimize
hiç uymuyordu anahtar ve kilit
bütün odalarda yalnız kadın ve erkek
yalnızlık geçiti açıyorduk her evrede
boğazımıza değin sus’larla dolu
bir gün gibi geçip gidiyordu mevsimler
güneşli merhabasından uzakta her gün
geziniyorduk bulanık sular içinde
kurbağa balıkları, yosunlar değiyordu tenimize
su ağırdı bizden, biz sudan ağır
bir türlü geçemiyorduk,
mut şarkılı yarınlara
gözümüz arıyordu hâlâ çok uzakda
kayıp giden yıldızın tozunu
esamesi okunmuyordu oysa izinde
kanıtı birlikte yaşamışlığımızın
deniz içine dönüyordu
en diplerde inciler
bekliyordu çıkarılmayı!
6. 9. 2013 / Nazik Gülünay