13
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1944
Okunma

Her kimi sevdiysem o nalça, puttu
Kıra kıra, aşkı bâkîye kaldı
Tende ipek mudim, zer çul çaputtu
Nefsim ona yılgın câriye kaldı
.
Acun istinadı sırt mı; dayanmaz
Kamçısına arzu dağ mı; dayanmaz
Şu küçücük kalbim dağ mı da yanmaz
Lâl olan dilimdi yâr diye kaldı
.
Emanetmiş suçlu ben değilmişim
Oldukca yükmüş ben de eğilmişim
Bin hayret tagallüp en değim işim
Mecburuma lütfu âriye kaldı
.
Doygunluk şahlanıp koşar sarâhat
Ocağı yanar o hoş, ar’sa rahat
Ödenmez bedele son şerh arasat
Sevgi ayyukta da, tahkîye kaldı
.
Düşmanlığı dahi dostlardan âfet
Ya Lâtif; Yoksul dürüstlerden, affet
Gökkuşağını ger üstlerden atfet
Yer meyânlarına reddiye kaldı
Nalça :: Ayak altına çakılan demir , Nal
Mudim :: Öldüren, idam eden
Tagallüp : Zorbalık
Ariye :: (Ariyet) Geri verilmek üzere alınan, iğreti. Bir kimsenin geri almak üzere, karşılıksız olarak başkasının faydalanmasına terk ettiği mal. Kullanılmak üzere alınan emanet mal.
Sarahat :: Sarih olmak, zahir olmak. Açıklık.
Tahkiye :: Anlatı
5.0
100% (14)