16
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
2545
Okunma

ağlamıyor
dağların, tepelerin, ağaçların arkasından yükseliyor ay
sapsarı ıpışık yüzü al
kara mı kara gökyüzü
evlerin yüzü
cılız cansız sokak lâmbaları bir yerde
bir yerde apartman bahçe duvarlarında aydınlatmalar
kuytu karanlıkları örter
çaydan kurbağaların sesi duyuluyor
buna eşlik ediyor ağustos böcekleri
duyulmuyor insan sesi
arka sokaklarda kıpırtılar
hiç ölmemiş gibi
gülümseyerek duruyorlar gözlerimizin önünde
Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert
ve diğer gezi direnişçileri
gizli ağlıyor anneleri, gururlu
pazarlamıyorlar gözyaşlarını
yine gazla karşılanıyor onlar için yürüyen üç kişi
iki yüz metre kala gezi parkına
yediyüz bilmem kaç kilometreden sonra
sürükleniyorlar yerlerde
üç kişiye bin polis
ağlamıyorlar
biliyorlar ki kalkacaklar
sürüklendikleri yerden
T.C kaldırılıyor
sığmıyor tabelâlara
küçük harfler giriyor yerin dibine
yeni düzenlemeler büyük harflerden
tabela kararıyor
kimliksiz yazılardan
ağlamıyor
köylülerin tarlalarına el konuluyor
genizlerine doluyor bırakılmışlığın, yitikliğin tozları
direniyorlar
a ğ l a m ı y o r l a r
kendi kendine toplanıp ayrılıyor ’hes’çiler
toplanamadan
halkla toplandık diye tutanak imzalayarak
kovalıyor halk
bir karnaval havasında
kimse ağlamıyor
ağlayan biri var Esma
kendi geçmişini düşünerek
sana değil gözyaşları
Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük
anneleri
ve şehit anneleri
ve pisi pisine ölenler
size değil gözyaşları
milletin gözü önünde
kendine
ağlıyor..
24. 8. 2013 / Nazik Gülünay