10
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1848
Okunma

kan kusarken,
uzaklaşıyorum
boğulan gülüşlerimle senden.
acılarımı birbirine çatıp dururken
soğuk savaşlar başlıyor içimde.
sonra uzayıp giden sağır eden bir sessizlik,
sana dair ılık dilekler geçiriyor içimden.
çoğalan dalgınlıklarımla ,
buluyorum ben kendimi , yine sende .
üstüme kalan yokluğunun hacmiyle
cümlelerim devrikleşiyor
sinsi yıkımlarının altında eziliyorum
ağrısız zamanların, yakınlaştığnı umut ederek .
uykuya hasret ,
hareketsiz gözlerimin k’arasıyla,
ıslak kirpiklerime iliştirerek,
doya doya yazıyorum tüm bildiklerimi .
yüreğimde ayaklanan hecelerle,
parantez aralarına sıkıştırarak seni.
mutluluğun izini süremesem de ,
içime batan sessizlikle
geri getiremesem de terkeden aklımı yerine.
kurtarmamın imkansız olduğunu bile bile
geçmişimi yansıtan
ağustos sabahının ,soğuk duvarlarına açılan solgun gözlerimle
yürüyorum yavaşça
uçurumun kenarına astığın ,
yokluğunla delip geçtiğin ömrüme .
en ağır susuşlarım, yer edinirken yüreğime
resminde gezinen yılgın parmaklarım
en kara şiirlerimin derinine gömüyor yüzünü
*
sevgimin hatırı yoksa ,inlediğim gecelerin hatırı olsun
uzak dur titreyen yanımdan
kes bıçak gibi ,gölgeni yaralarımdan
Aşk-ı bana bırak
kıyametimi yanına al
git yar !
ölümlerden ölüm beğenmeme bile fırsat vermedin.
son istegim senden,
yüzümde açtırmadığın tomurcuklarımı
toprağıma diker misin..?
Aşk-ı Kıyamet
.
.
.
5.0
100% (11)