1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1492
Okunma

Önce farklı zirvelerden toplanan kardelenlerdik
Birbirimizden habersiz.
Soğukların izlerini taşıyan.
Üşümüş.
Zamanla arkadaşlıklarımız ve dostluklarımızla ısıttık birbirimizi.
Kimimizin ab-ı hayatı kesildi.
Kendimizden ekledik onun kurumuşluğuna dal ve yaprak.
Aşklarımız oldu.
İkinci kattan üçüncü kata doğru karşılıklı bakışmakla bile aşkı yaşayan.
İki çift yeşil göz birbirinde anlam buldu
Her bakışta kayboldular birbirlerinde.
Ama…
Ellerimizi bırakanlar da oldu.
Onların bıraktığı an kadar biz tuttuk birbirimizin yüreğini.
Kahkahalarımız oldu soğuk amfilerde yankılanan.
Gölgelerimizi bıraktık her bir sıraya.
Drama laboratuarında çocukluğumuzun sıcaklığına döndük bazen.
Güven koridorlarında yaşanmışlıklarımızla gizlerimizin sarhoşluğunda dolandık
Nereye gittiğimizi bilmeden.
“Volta atmayın, hapishanede misiniz?” sözü
Aslında ruhumuzun fısıldadığı davranışlarımızaydı.
Kim bilir her birimizin yüreğindeki çığlıkları?
Kim bilir geçmişin kardelenlerinin son baharlarını?
Kim bilir şimdi o son baharların, filizlerin ilk baharı olacağını?
Kim bilir şimdi kar altındaki kardelenlerin güneşe olan aşkını?
KİM BİLEBİLİR Kİ?
Artık vedalaşacağımız günün hüznü var adımlarımızda.
Şimdi görev zamanı.
Kardelenlerimize yudum yudum güneş içerme
Öğretmenlerimizin emeğini öğretmenliğimizde yaşatma zamanı.