1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
896
Okunma
Gecenin sarhoşluğundan
Yeni uyandı sabah
Adınla inliyor yer
Gök heyhat da dermana muhtaç
Tan zamanının yanmış avuçları
Soğuk sessizliğin ellerinde
Duyuyorum ayak seslerini
Baykuş gözlü umutlarımın
İçimde soluyan nefesinde
Bize nazarı değmiş beklentilerimizin
Ağdasına buladığımız şekerlemelerle
Kandırabilir miyiz
Yarınlarımızın
Kısır döngü çocuklarını
Cımbızla çekilen tüy diplerimizde
Gülüşlerimiz
Yalancı şarkılar mırıldanıyor
Kanadının ucu lekeli
Kuğular yüzüyor
Kara dokumuzun ardına
Sakladığımız kan gölümüzde
Gökkuşağının etek uçlarına
Umutlarımızı diktik
Yıkıyoruz
Birbirine karışmış renklerini
Bir yağmur sonrasında daha
Umuda yenik düşmüş başları
Kaldırmaya çalışıyoruz topraktan
Yarınlarımız düşünceli
Gözlerimiz durgun
Delinmiş kulak zarımızla
Ne ümitsiz çan seslerini duyuyoruz
Ne de ümide yakıştırıyoruz kendimizi
Okunacak sayfası kalmamış
Aşk kitabımızı
Gönül kütüphanemizin
boyası dökük raflarına
Kaldırdık.
İsyan eden kainata
Yeter mi gücümüz
Of!
Hiçbir zaman;
Mucizeler kadar büyüyemesek de
Ölümüne sevecek kadar
Cesaretliyiz. İşte.................
Hülya Çetiner DAL –20.06.2007n ]