16
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1419
Okunma
ayrı dünyalar düştü kaderimize
aynı yıldıza asılmışken hayalimiz
biz ayrı hikayelerin
kahramanı olabildik yalnızca
yormadı hiç aşkına çabalamak
bir ömür daha koşardım
her sabah tan yerinde gülüşünü yakalamak için güneşe
bilmez miydin gülüm.!
ben senin hasretine göğüs geremezdim bir tek..
olmasan da Berdan’ım
ben Aze’nin en deli sevdasıyla tutkundum sana..
oysa bir vardın hep yoktun masalımda..
değmese nefesin tenime,
rüzgarın dokunurdu ak sineme
ve..
gölgesi düşünce hayalinin gözlerime
bir ihtilal kopar Amed’de
sancakları yas tutar yokluğuna
Surları kan akıtır şehrinin
sen yoksun ya;
Dağkapı adının anlamını yitirir
yağmur düşmez Hevsel’e
Mardinkapı açmaz toprağını hiçbir gidene
Dicle yakarışlar içinde
geçit vermez Ongözlü Köprü gelinlere
sevdalar asılı kalır Kırklar Dağına
murâd alamaz aşıklar
özleminle bir bana değil vurulan kelepçeler
Saraykapı’ya ölüm bentleri çekilir
Ahmet Arif sana hasretimi anlatıyor sürgününde
ve Ben û Sen’ e suretin çiziliyor her serzenişimde
mavisi kaçak kapkaranlık bazaltlara yalnızca
adını yazıyorum kirpik ucumla
dipnotlardaysa şafağınla bekleyişin kutsallığını..
AzzE