4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1138
Okunma
sabahın en erken halindesin , saatler henüz uyanmamış
o çok ünlü meyhanelerin sokağı gibi bir yerlerdesin işte
belli ki gece adamakıllı sarhoş , masalar hala ayılmamış
kilit vurulmuş gördüğün bütün pencerelerin perdelerine
içlerinde uyuyan hep aynı çocuk işte , gözleri açılmamış
elinde kemanı Zukerman oturuyor , karşındaki masada
mevsimlerin birindesin, yüreğini hangisi serin tutuyorsa
bin kiloton bomba ve et kokulu kezzap şişesi taşımakta
bir uçak , en başta Babiyar ve diğer toplama kamplarına
eski şiirlerindeki kör fotoğrafçı , o da orada asası elinde
dikmiş görmeyen gözlerini karanlıkların gözbebeklerine
bir ajan yanı var sanki , hep şüpheni çekmiştir nedense
sorsan şimdi yanına gidip iyi bilirsin neler söyleyeceğini
ses bekliyorum der , duyduğum an çekmek için resmini
ve o uçağın sesi ….
kemanın sesi bütün mevsimlerinin üzerini kaplar
hepinize yetecek kadar ölüm ve sağır zamanlar başlar …
……..
çocuk açar gözlerini , bütün evlerde gibi aynı saatlerde
meleklerinin ölü şeytanları kovaladığı düşleridir bölünen
bilemezse ayaklarının hep aynı zeminde basacağını yere
ister sağ tarafından kalksın uyanınca ister sol yönünden
kilit şeytanda saklıdır daima yada aklının en derinlerinde
korku yarın için değildir ki kötüsü direnmesini bilmemek
saklanacak mevsimlerin içinde baharları düşleyememek
hangi patlama öldürür , nereden yakar asit su diye içsek
hala çekiliyse perdeler doğru demektir Çernobil de ölmek
haydi kemancı ,tam sırası şimdi ölüm yada doğum öncesi
kovun o kör fotoğrafçıyı yerinden ; çocuk, sen ve ses gibi
kuşkudan arınsın düşünceler , yarın için yapın tercihinizi
yoksa ben kalkıp da geliversem çok uzaklardan yanınıza
sevginizi nasıl fısıldayıp nasıl anlatacaksınız kulaklarıma
ve o kemanın sesi ….
uçağın sesi bütün yok etmelerle birden yok olur
güzel sesler yok edilemeyecek yeni dünyalar doğurur ...
“Pinchas Zukerman : bütün mevsimlerin keman virtüözü
O uçağın sesi : hep aynı gecelerin, saatlerin ve bulutların içinden”
CEVAT ÇEŞTEPE
5.0
100% (2)