8
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1301
Okunma
Gidince dağıttığın anıları toplarken
Akşamsefalarıyla içerken yakalandım
Bir sandık hüzün vardı almayı unuttuğun
Dilimi hecelere sürçerken yakalandım
Rüzgârı mahmuzlayıp sevgi adına gülden
Musa’nın iman ile orta böldüğü gölden
Mecnunun Leyla’sına adres bildiği çölden
Yüreğim ellerimde geçerken yakalandım
Nar-i Beyza’m lütfünla döner dünyanın çarkı
Hangi yana çevirsen değişmez suyun arkı
Yaşam ile ölümün arasında ki farkı
Gönül terazisinde ölçerken yakalandım
Evsiz şiirlerimi gözlerinde doğurdum
Biraz su biraz toprak umut ile yoğurdum
Bazen ay ışığını muhabbete çağırdım
Penceremi usulca açarken yakalandım
Ölümü öldürsen de bitmez ecelle işin
Kanatır her yanımı bu vedasız gidişin
Kitaplara sığmayan çam kokulu bir düşün
Sırrına erdim amma biçerken yakalandım
Bazen ıslak güneşi sol yanıma yatırıp
Bazen bir uçurtmanın kuyruğuna oturup
Birde gemilerimi sığ sularda batırıp
Filbahri köpüklerden kaçarken yakalandım