Gurbet elin bağ bağ bağrında
Hasretim sana nar nar yangında
Cemalen vurgun yatarım maphusda
Özlemim sen, Gözlemim sensin ERZURUM..


Bülbül olup şak şak şakırım dilimde
İlla sen.. illa sen diye öte öte
Sen varsın şu lalik dilimde
Lalımda İstanbul, Bağrımda sensin ERZURUM..


Dadaşların obası, Âşıkların Paşa diyarı.
Yazılmıştı; Adem gibi adamlığın mimarı.
Nice yiğitler geldi geçti, bitirdi baharı.
Şanımda sen. özümde sensin ERZURUM..


Yiğitleri doğurdun muradına erdin,
Nesilleri büyütüp Türk’e gönül verdin,
Namus bilip bayrağı gökyüzüne gerdin,
Asırlardır bükülmez belim, sensin ERZURUM..


Nazlı ceylan gibi ovalarda kaçanım
Ilgıt ılgıt rüzgarda mis koku saçanım
Nağme alırım senden.. sana şakırım
Konacak tek Dalım, canım sensin ERZURUM..


Tarihinden mirastır ulu camiler kaleler.
Yayılır kalende pehlivanlar, güreş eder,
Tuş olunca kulakta çınlar, hey..! heyler.
Sesim soluğum, Avazımın feri sensin ERZURUM..


Düğününde atışma çağrıştırır aşıkların.
Türkülerle coşulur, meydana sesler davulların
Geceleri kandırır, Kardan yanan ışıkların.
Işığımın gözü, aşığın sözü sensin ERZURUM..


Vurulunca tokmaklar, teyy sesi yükselir,
El ele tutuşmuş can DADAŞ’larım gelir.
Nefer gibi iki kişi karşılıklı hançerlenir.
Uzaktan gelen davulun sesi sensin ERZURUM..


Palandöken Dağ’ında güzel geçiyor kışların.
Turistler mesken tutar, kızaklı çocukların
Soğuktan buz tutmuş suların, pınarların
Yürekte sıcaklığın tek geni sensin ERZURUM..


Aşkıyla nar nar yakıp, aşık eden
Mertliğe talip, Dadaşlara Kanını Veren
Sensin ERZURUM
Yürekten dadaşlara selam eden
Fatih sensin ERZURUM..


Fatih EFE
25.12.2007