8
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1178
Okunma
Yokluk ile tükendi umut denen sermaye
Sevincimiz kursakta birazdan da az bizim.
Sürgün iken başladık acılarda ermeye
Bu yüzden sözümüz tok, başımız beyaz bizim!
Hırçınız… Havamız sert! Zaman; öfkeli deniz!
Hırsla, aşık atmaktan ne bet kaldı ne beniz.
Hülyâda, her hüsranın bıraktığı derin iz:
Canı târumar etti; baharımız güz bizim.
Mutluluk veresiye, ızdırap peşin peşin
Baştan eyvallah deyip cilvesine ateşin
Girip şaşkını olduk aşk denen keşmekeşin
Merhamet tarlasında serpilen maraz bizim.
Fermanın doğası ki; dinlemiyor amanı
Hayatla meşk etmeye gönlün de yok dermânı
Yandık, geçim derdiyle; görünmüyor dumanı
İçerimiz yanardağ, dışımız ayaz bizim.
Sakın bunak sanmayın dumur olsak da yer yer;
Elden düşmemiz bile piyasada muhayyer.
Dert, derdinden yakınsa, üzgümüzde bulur yer
Dilimiz he’ye yatkın, hayıra ahraz bizim.
Doruklar bulutlanır, içimiz gam vadisi!
Göz kapaklarımla bir yerle göğün perdesi
Kapanınca dolar mı çilemizin vadesi?
Ahretimiz hacizli nafile niyaz bizim.
01.04.2012
Salih ERDEM / AYDIN