4
Yorum
3
Beğeni
4,6
Puan
2083
Okunma

Dile kolay
Tam dörtyüzonbeş yıl
Adaletin ve hoşgörünün
Gölgesine sığınan
Bosna
Ateşlerde kalan unutulan
Yurdumun hüzünlü kül kokan rengi
Sahipsiz emanetim
Sıcak bir yaz günü
Sonbaharın hüznü düşüyor yüze
Benizler sapsarı
Eller kaskatı
Çaresiz bir bekleyiş
Göğün ardı sıra
Dizilmiş umutlar bir bir
Geceler kızıla boyanan kan rengi
Yıldızlar küsüp gitmiş geceye
Karanlık "ben değilim" diyor güneşe
Gözlerde telâşlı bir umut
Umut diyorum
Sadece bir umut
Şayet elinizden birşey gelmiyorsa
Unut diyorum insanlığa
Yaşananları unut
Kör müsün
Durup bir an
Geriye dönüp bakıyor bir adam
Son bir adım
Şeytanın diliyle konuşturuyorlar onu
"Korkma!
Nerminaa!"...
Diye haykırıyor dilinden
Ya sonra
Son bir damla
Kan damlıyor gözünden
Bosna
Şimdi sus
Ne olursun sus!
Mahşere kadar sakın konuşma
Arsızın vicdanı bu kadar rahatsa
Celladının kalemini kıracağız
Şimdi sol yanımda ateşli bir sancı
Yürüyor bedenimde usul usul
Elimi kalbime koyduğumda
Okyanusların öfkeli
Kayalara vuran sesleri
Çarpıyor göğüs kafesime bir hüzün
Bağrımı yırtarcasına
Bağırmak istiyorum
Ahh! bir konuşabilsem
Aksın istiyorum gözlerimdeki nehir
Kimsesizler mezarlığına
Tarihe vurulan bir utanç lekesi
Srebrenitsa
Kalk ve doğrul!
Korkma!
Soysuzlar kervanı
Cehenneme yürürken
Sen mavi bir kelebeğin
İzinde yürüyeceksin...
celalkeklikci
5.0
80% (4)
3.0
20% (1)