0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1088
Okunma
FİRARDA
Yaşanmışlıklar dolusu sevaplar, günahlar ve yalanlar
Gelenler ayrı, gidenler ayrı seferde zihinler firarda
Geceye, gündüze bakma ; karanlıkta kaybolmuş hayatlar
Ruh alemini bir korku sarmış, Kainat kayıp, gözler firarda…
Derinden sela okunur, duvar dibinde kız çocuğu ağlıyor
Boşluktan bir ses , tüm seslerden baskın, kimse duymuyor
Şeytan put kesilmiş vahşet yolunda, Adem kana doymuyor
Salavatlar suskun, ayinler yasta, İn-cin lal olmuş sözler firarda…
Toprağın altı gazap fışkırıyor, üstü göz yaşı deryası, kan kokusu
Ezelle ebedin çatışması olmalı, nihayete insanlığın son uykusu
Nesneler belirsiz, yürekler çoktan zayi, yer-gök zulümler korkusu
Zalim hükümdar; Yüz kalmamış, astar yırtık çamurdan yüzler firarda…
Güneş silik; görünmüyor arsızdan, hırsızdan… Her yan inkarın ordusu
İslam Müslümansız, İsevi günahlar içinde, Musevi iki eli kanlarla dolu
Kutsallar yıkılıyor tek tek kendi çocuklarının derin , ihanet uykusu
Kafalar yük olmuş, beden taşıyamıyor içi boş başı, beyinler firarda…
Kabe ne yan, kıble kararsız; Kudüs kan ağlıyor, Şam Mesih’i beklemiyor
Okyanuslar dolusu kan, karalar kadar hüzünlü İmanlar – Dinler firarda
Dünya aydınlık beklerken medet umuyor ahiretten .. bedenler firarda
Kesif bir yangının son dumanı görünen, Melekler çaresiz, akıl sezemiyor!
Dr. Ali Bektaş / AMSTERDAM/ 11 Temmuz 2013-