5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1180
Okunma

İstanbul’u duydum dün gece
Ağlıyordu...
Yaralı bir serçe görmüş
Artık akmayan, eski bir çeşmenin yanında...
Kimse duymamış serçenin iç çekişlerini,
İstanbul’dan başka....
..........
Gecenin en karanlık saatlerinde,
Küçük bir çocuk elini uzatmış
Tutsun diye...
Yüzünde zifiri korkudan bir gece varmış
Hoyrat eller tutmuş,
Küçücük elerini...
Acıdan bir nehir ç(ağlamış) çocuğun gözlerinde
Sokaktan ayak izleri silinmiş...
Geç kalmış, içi yanmış İstanbul’un,
Ağlamış....
...........
Yaşı epey geçkin bir adam
Geçmişi ağır,geleceği yok...
Son kez bakmış
Yaşlı tezgahındaki, horoz şekerlerine...
Rüzgar memleketinin kokusunu getirmiş
Kırışmış yüzünün her kıvrımı
Geçmişten hesap sormuş...
Denize dökmüş yılgın bakışlarını
İçindeki namelerini,
Sakat bir martıya yüklemiş...
Avucunda yırtık eski bir resimle,
Yığılmış yere...
Susmuş zaman susmuş,
İstanbul ağlamış...
Esra TÜRKER- Sûkût - İkibinonbir
5.0
100% (7)