1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1142
Okunma
Kütüphanede gördüm onu
sıcaktan çıldırmış gibiydi hatun
ve yaz günü deniz kıyısı yerine
kütüphanede olduğu için öfkeliydi birilerine
ve bacakları süt beyaz,
dondurma misali eriyor karşımda…
“İnanmıyorum! Burası nasıl bir yer? Nazım’ın şiirlerini arıyorum ama yok!” diyince,
“Yanlış yere bakıyorsun o yüzden.” Dedim. “R harfine bakman gerekiyor.”
“Ne alaka?” dedi. “H” harfinde olmalı, soyadı Hikmet…” dedi büzdüğü dudağıyla.
Kancık, Nazım’ın “Ran” soyadını taşıdığından habersizdi.
Ancak bacakları bu kusuru örtüyordu.
Ona kitapları bulmasında yardım ettim.
Kuru bir teşekkür çıktı ağzından.
Ardından bilmiş adımlar üzerinde uzaklaştı…
Şimdi bir kafede oturuyorum
Gorki, ve Yorgo Seferis var yanımda.
Düş yok alnımın gerisinde
karşımda bir tatar kızı oturuyor,
güneşte fazla kalmış,
üzerinde mavi elbise,
beyaz yerleri örtülü…
Yan tarafımda akademisyen kadın
geceden parmakladığı kutusuyla sakin, otoriter görünüyor.
Buradayız işte, kafede birkaç kişi
cehennem yangınında kurtarılacaklar listesinde değiliz
ama yine de birbirimizden uzak duruyor
sakınıyoruz kendimizi,
cehennem düşüncesinin bizi yakınlaştırması gerekmiyor mu?
Ve az önce bu şiiri yazarken garip bir şey oldu.
Bundan iki dize önce yazdıklarım, gözlerimin önünde
kendiliğinden silindi ve ben o sırada tuşlara dokunmuyordum.
En büyük korkun ne diye sormuştu bir dostum.
Söyledim ona, sanırım bir daha sormaz artık.
“İhtiyacımız olan et için kesilen, yaşadığının farkında olmayan
çeşitli hayvanları düşün.” dedim.
“Ya biz de daha kutsal ve ulvi bir gücün ihtiyacı için bu dünyada üretiliyorsak?
Ruhani bir besin kaynağı olabilir miyiz? İşte bu düşünce beni korkutuyor.”
Bir besin olduğunun farkında olan besin olmak…
Kan akıyor ırmaklarımızdan
lağımlar tıkalı şehirde
kanal içinde boğuluyor çocuklarımız
aşkı sadece bir bedene sığdıran
ve sarhoşluğu sadece meyde sananlar
ne anlar halimizden…
Kalbimde bir ateş
Alkol döküyor, harlıyorum ateşi…
O ateş kim için yanıyor diye sormadan
ateşi söndürmeye çalışıyorlar…
Kadınlar tarafından sıvazlanmış,
sivrelmişim yaz akşamında
kediler sakin, kapı önünde yatıyor
ve etrafı izliyorlar.
Güneşe inat devam ediyoruz
ardı ardına düzülmüş olmamız önemli değil
son nefesine kadar yola devam.
Kaplanın pençe izini taşımak sırtında
Geceden bir kadının tırnak izi misali
Diş izleri boynumda
kolumda söndürülmüş izmarit izi
kalbin ritmik sikişi
İşte orada, adını bilmediğim tatar kızı
üzerinde mavi elbise,
beyaz yerleri örtülü...
Biz burada otururken
sahile vurmuş balıklar çırpınıyor bir yerde
balıklar,
ıslak ve kaygan…
5.0
100% (1)