1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1144
Okunma

ikindi sonrası tanıdık bildik biri
ölüm ak kanat taktırır sözleri kulağımı çınlantıyor
hava biraz ısırgan
tozu bol rüzgarlı
üç kürek atma sırası epeyce uzadı
el açmalar son fasılın ezber tekrarı
en ağır gözyaşı gökyüzünün derinliklerinden düşen
kuytu köşesinden bakan donuk göz
işte bitti dedirtiyor
ortalığı kor ateş sarmış
sevinç ve hüzün arasında yaşanılan
demek adı hayatmış
en yüce inancın kıymeti saf tutanlar arasında sıkışmış
mutluluktan habersiz geride kalanlar umuda sarılmış
muslatın yolunu değiştirecek keşkeler uçucuyor ardından
bitkin yorgun ayaklar altında insan onuru direniyor
ırak düşsen ne çare
bak gittiğin heryer seninle geliyor
namertin ayak sesleri hor görülmüşün dikkatini çekiyor
dünkü çocuklar masa başında yıllanmış çizgiyi düzeltmekte
eğri doğru olmuş
doğru yanlızlığa içleniyor
bilseler kulağımın cınlamasını
kalanlar duysa derinliklerdeki fısıltıyı
susmazmıyım.
dünyamdan geçtin bu ikindi sonrası
tanıdık bildik birini toprağa verirken
ne bir zevk ne bir neşe kaldı ardından
yürek çorak dil su istemez
üzerini örten toprak bile filizlendi şimdiden
sessiz bir haydut gibi kalabalığın dağılmasını beklerken
olur ya eski günlerin hatırına
duymuyacağımı bilerek bir ses beklerim
kımıldamadan duruyorum
seversin sen
bilirsinde hep bilmemezlikten gelirsin
aynısını sende olsan söylersin
kıyasla hadi istersen nefret et
haksız olduğumu sitemlerinle belli et
fazla konuşma
herşeyde bir sebep vardı söylemezmiydin
yarın derdim
bak yarın olmadı haklı değilmiyim şimdi ben
gölgen bile yok artık
kime saati soracağım
belliki yakında yanında olacağım
dosttuk biz
arkadaşlıktan öte
canım yanıyor varmı bundan öte
yas mas tutmam hürsün artık sen
yaptın yapacağını emanet nefesi bıraktın giderken
elbet bir gün buluşacağız eminim
kaç yarın sonra buluşulacak
işte en çok bundan tedirginim