26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1634
Okunma

yıllar
serildi hazan yaprağı gibi
ayrılığın üzerine...
ben her akşamüstü
izlerinin peşinden
yalnızlığın rıhtımına
gözyaşımı bıraktım
kan çanağına döndü şafağın gözleri
yandı deniz kızıl alevden
yıkıldı dünya başıma
suretini aradım tutunmak için
yokluğuna uzandı ellerim
hüzün yağmurları düşüyor
sisli kentin puslu sokaklarına
sırılsıklam hasretin
ve ayaz yokluğun
işlerken iliklerime
buza dönüyor düşlerim
dağ gibi sevda şimdi
ıssız dağ yalnızlığında
- martı çığlığında ayrılık
rüzgar ıslığında ölüm-
kimsesiz mahmur bir gemi
meçhul bir limana doğru
demir alıyor sahil kasabasından
bordasında acı bir rüzgarla
karanlık sularda kayboluyor…
Saba35