Kızıma,










dibi çamur terler mavinin
ahraz dam arında yüzer yırtık
sonu karanlık göremezsin


görkemdir yaşamak sevdiceğim
duruşu billûr su aynası
baktığın kadar değil uzak
görmediğin kadar tuzak herşey

Çelik suyunu öp
çak alnını gücüne üç kez
çoğalsın dudağın sevinç denizinde
görürsün
nasıl yatar yara masada iyileşmeye

rüzgârı sen uçur kanatlarında
değsin nemli sıcağa
beyazına bulutun
eğsin yeri geldi mi başını
alçak karanlık kuytularda


işte yağmur senin için bak
gökkuşağı kucağına emanet
duy rengini sevdiceğim
işte zaman bâkilik ruhun ritminde gör
ormana çoştur kalbini koş
okyanusa dalga dalga korkma

kanarsın dirseğin olur belki
belki kısa gelen dünün
acırsın dolmaz boşluğuna
korkma

boşluklardır sevdiğiceğim gerçek
doldurma surette medet arama
saklıdır bir yerinde çare
düzde üzünç yok sayma
yokuşta da umut coşar
dirençli sevincin koynunda koşa koşa
sev boşluğu dol kendinden yine kendine
kamçılar us uyanışı, ruh tutkusunu
neden içinden neden tünelini geç
sonunda ışık kamaştırsın can karanlığı
nedeni olmayan ilk nedeni unutma


aşkı yor
kanı yor
her şey de bir var
bir de her şey unutma
görkemdir yaşamak sevdiceğim
durduğun yerde uyum ol uyduran
irfanı erdemle duyuran

sevdiceğim edebe etme eziyet
düşük de olur meziyet, bildiğinde bazen
gönlünü sen ehil tut
gül bahçesinde olur elbet
yüreğe batan diken


Sevgi, sevdiceğim yolun
ondan olsun sonun olacaksa

sütümün helâl pınarı sevgi
kin çölünde kavrulup
haram seraba aldanma...


sabahlar sevdiceğim sabahlar
yerleşik ümit bak bembeyaz
kuştan kanatlı yarın
dünden gelen vefayla uçar unutma...




Şükran AY