0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
817
Okunma

yabancı şehirlerin gökyüzünde
ayrı yıldızları seyrederken bir zamanlar
önce senin şehrine çarpıp
benim gökyüzümden kayan
ve gözlerime düşen bir yıldızın
kuyruğuna iliştirdim sevdayı
aynı ayın altında
farklı kelimeler dans etti yıllarca
sen
ay’a şiirler yazdın
ben senden öğrendim
sana şiirler yazmayı
dilek havuzlarına attığım paralara
senin resmin işlenmişti
bilmiyordu kimse
sarmaşıklar ektim özümün toprağına
her birinde seni yeşerttim
ve
kocaman bir köprü inşa etti melekler
kanatlarında taşıyarak umudu
sana çarpıp
beni talan eden gayri meşru düşlerin
dişlerini söktü gözlerimdeki hüzün
yüzünden
yüzüme karanlık gölgeler düştü
tırnaklarımın arasına doldu
kazıdığım zaman
sen
zamansız kaldın
ben
amansız yaraların kapı aralığından
şarkılar söyledim sana
buruk bir haziranı
geçme telaşındayım şimdi
dokunmaya korkuyorum gözlerine
ve
ellerinde
yeniden üşümesin diye ellerim
ateşler yakıyorum mevsimlerin orta yerine
bakma sen bana
iki dirhem bir çekirdek yine
kelimelerin vefasızlığı
sitemim sana değil
şehrinden
üstüme düşen yıldıza
ve
seni
alnıma yazmayan
Tanrı’ya
5.0
100% (4)