Sarı zakkum dallarına astım umutlarımı,
Her bahar solgun açar, sarı benizli sevdam.
Toy akşamların köprü altı müziğini dinlerim,
Aşk dilendiğim iri gözlümün sokağında…
Işık etrafında dans eden pervane olurum,
Gün batımlarında.
Sokak serserisiyim…
Pervasızca tekmelediğim, teneke kutu tangırdar
Uyku mahmurluğu cam kıyısında
Çakmak çakmak korkular geceye teslim
Işık yanar bozulur sihir.



Eğilirim olduğum yere, heyecan diz boyu
İri gözlüm tül arkası ressamın tuvalindeki kusursuz eser,
Sarı zakkum dalında bir çaput
Dilek sallanır.
Serseri sevme lüksün yok, ayakların bassın yere!
Yasakları kaldır.
İltica etmiş duyguların,
Yüreğinde devrim var.
Esaretin zincirlerini çöz boynundan.
Bir cesaret
Mevsim geçişlerinde tıkanmasın sevdanın yolu,
Sabahtan yeniden yüzleşirim kendimle.
Sokak serserisi gibi severim özgürce,
Ertelenmiş zamanların kıskacından çıkartıp düşlerimi,
Vuslatı aceleye getirmeden,
Hayallerimin koluna girip zula da bekler,
Serseri gibi severim ben…



Baştan aşağı sen giyindim.
Gömleğim çorabım, ayakkabım her parçam sendin,
Özenle kapattım düğmelerimi,
Hapsettim
Sol yanımda gizli yüreğin
Ben istemedikçe gidemezsin!
Unuttun mu serseriyim!
Ve sen tutuklusun bende…



Mustafa Karaahmetoğlu
24.05.2013