0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
829
Okunma

Rüyamda bir eski mahpushane avlusu,
Özlemin kucağında şakırdayan aşk;
Hazan günlerimden kalma bir yar
Onunla bir dağlanan ihtiyar gönül
Eliyor dört yana sürgün günlerimi
Beyhude aşklardan bergüzar kederi
Yıldızlar uçuşuyor göğün tenhalığında
Sürgün dualar vicdanın kanserinde
Mahpushanenin duvarları göğün mavisi
Yitirmişim özlemlerin en ilâhisini
Gönül mabedinin müjdesi kalbimde
Sanki yârin gülüşleri zamanı kuşatmış
Yaşıyor sihrini beyhude sevinçlerim
Hâlâ kalbimde gülen yârin rüyası
Güvercin bakışlı sevdanın sessizliğiyle
Çınlıyor kalbimde şakırdayan gülüşüyle
Gümüşlü kederin gurbet trenleri
Hazan mevsiminde sabrın acı meyvesi
Zamanın mabedinde aşkın gökkuşağı
Gönül kahvesinde bitmeyen aşklar
Hayalin olmuş yanık gurbet kokusu
Nakleder aşkları zamanın kalbine
Bu hayalle uyurum hazan bahçelerinde
Her aşk onunla uyanır coşar
Eflatun bakışıyla yârin gülüşleri
Serin hülyasıyla gurbet gecelerinin
Sonsuzluğundayım sanki bir sihrin
Yârin hasreti keder perdesinden
Billûr bir gülüşüyle yârin hasreti
Kalbin sürgünlerine daldım dün gece
Dağlanmışım yârin tebessümüyle
Gökkuşağı bahçesinde gönül seslerinin
İsterdim zamanın sonsuzluğunda aşkla
Baş başa uyumak kalbin serinliğinde
Gurbet günlerimi saran beyhude aşklar
Ölümün tılsımı kuşatır sürgündeyken
Zümrüt renkli koruluğun rüzgârlı türküsü
Kayın ormanının yeşil sesiyle
Eflatun kokulu dilber bakışınla
Gülümseyişinden hazanına kadar sevmiştim
5.0
100% (1)