...
Seviyorum; ab-ı hayat suyunun,
Hasretli sahillere vuruşunu kana kana.
Seviyorum; kırmızı yanağını kirazın,
Öperek okşayan yaprağını sevdalıca..

Gölgemde parketti bana sokularak,
And içmişçesine, peşimde dolanacak...
....

Yürek güzel, kalem güzel, el ve dil güzel olunca ortaya güzellik şâhikası çıkıyor. İşte satırlara yüreğinin güzelliğini nakış nakış işleyen bir ustamız, üstadımız.

İnci tanelerini andıran, ruhumuza ışığını yakarak gönlümüzü aydınlatan satırlar. Her bir dizesiyle gönlümüzde meltemler estirerek, şebnemler açtıran yüreği güzel dostumun satırlarını saygıyla selamlıyorum.

Çağlayanlar gibi akan yürekten çıkan satırları yorumlamak benim gibi bir âcize düşmez ama, birkaç kelam da olsa satırlara bir izimiz düşsün istedim. Sürçü lisan olursa affola.

Ab-ı hayat suyunu cemâdâta kana kana içirebilmek, nebâtâtın sevdasını âmâ olmayan gözlere gösterebilmek maharet ister. İşte bu güzel yürek, gönlündeki engin sevgiyle güzellikleri satırlara nakşederek yaralı gönüllere şifa sunuyor. Ne mutlu bu güzel yüreğin sahibi kardeşime.

Dağın, taşın, suyun ve yaprağın sevdasını yüreklere hissettiren değerli üstadım. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum efendim. Kaleminiz daim Rabbim yâr ve yardımcınız olsun. İyi ki varsınız. Muhabbetle kalınız.

Kalbinizden sevgi, yüzünüzden tebessüm, dilinizden güzel sözler eksik olmasın. Allah'a emanet olunuz.