7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1961
Okunma

“Gece niye karadır?”Diye düşünürdüm…
Düşünürdüm; mateme bürünen dünyayı..
Solmasını şevklerin, donmasını alevin,
Siyaha inat güneşin saklanışını..
Düşünürdüm; renklerini emişini yıldızların
Öksüz kalan gökyüzünün hüzünlenişini…
Kocaman gözlü dolunayın göz kırpıp ta
Emir verişini nebata.. Ve onların inleyişini..
Gecenin en merhametli anında,
Duygularda dolanmalıydı yanımda...
Düşünürdüm; sarhoş suların
Ağlaşan sahillere vuruşunu yana yana…
Düşünürdüm; kırmızı yanağını kirazın
Öperek kanatan yaprağını hoyratça..
Gölgem de terk etti beni korkarak,
Dipsiz kuyularda, ipsiz bırakarak...
Düşünürdüm; yorgun yolların,
Bürünerek taş yorganına uyumasını…
Birbirine el ederek uzaktan,
Dağların ıssızlığa kanışını…
Taş kalpli zamanın kızıl gözleri,
Duyguları yaktı. Öfkeliydi sözleri…
Düşünürdüm; aklımın yıkık duvarlarından
Süzerek beynimdeki istifham kıvrımlarını..
Cevap alarak, sorularımı soruları,
Yükselirdi kâinattan kalk boruları…
S. Edip Yörükoğlu