10
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1352
Okunma
onsekiz yıl geçti aradan..
anılarım, daha dün gibi gözlerimin önünde canlanmakta..bir dolu anı..
-"hadi" diyeceğim sanki.. "Mecnun’um Leyla’mı gördüm" ü söyle de ben de sana eşlik edeyim bağlama ile.. sonra hemen bir kız kaçırma hikayesini anlatan "Kalk gidelim Leylam"ı da bağlayalım ardına..
ve başlayacak, istekle, iştiyakla..
Türküsünü söylerken omuzlarını oynatacak biteviye..ve biz baba oğul konser vereceğiz aileye bir güzel..
Sabah oğlum gelecek babalar gününü kutlamaya.. ve ben yine hüzünümü derinlere atacağım,. kimseye belli etmeden..
Ne yaprak dökümü böyle hüzünlü,
Ne ızdırap verir böyle ayrılık
Dokuz yüz doksan beş, on Ekim günü
Çöktü benliğime büyük şaşkınlık
Uykudan uyanıp aldım haberi
-Baban hasta imiş- denildi birden
Sanki bir zelzele sardı bedeni
O an ayaklarım kesildi yerden
Koştum telefona ne oldu diye
Bir ses ağlamakta, hıçkırıklarla
Karşımdaki abim bir telaş ile
Çabuk gel! demekte bana ısrarla
Henüz atamadım uykuyu gözden
Anlamak çok zor olan biteni
Meğer takdir günü, ne gelir elden
Bir ruh terk etmiş çoktan bedeni
Babam anlattığım deminden beri
Vedalaşmak için yetmedi zaman
Ömrünce seveni sevdi kul gibi
Hiç kimse demedi ondan el’aman
Ne ilk idi babam, ne son olacak
Dünya bir çarkı devran içinde
Tüm naçiz bedenler toprağa kucak
Açacak sırayla günü gelince
Ne var ki hanede doğan boşluğu
Doldurmak çok güç olacak elbet
Ancak sürdürecek kızı oğulu
Adını şan ile hep ilelebet
5.0
100% (13)