0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1651
Okunma

Sensiz, masum
Beklerim yaban ellerde
İlk gün beklediğim gibi
Belki gelir hülyasıyla sarhoş
Şunu bilesin
Sensiz dünyam bomboş…
Bitemez bir hikâye, bir türkü gibi
Hani yeminimiz, hani sözümüz
Ellerin ellerimin üzerinde
Üstüne iki damla süzülen aşk
Unutulur mu bu vefasız,
Unutulur mu?
Ölürümde silinmez bu hatıralar
Sildin mi yoksa sen!
Sildin mi?
Ararım kokunu
Ararım ölüme giden hasta gibi
Tüter buram buram hasretin
Nasıl gidersin!
Yangında bir soluk, bir yudum nefessin
Kulağımda çınlar o narin sesin
Hani nerdesin vefasız, nerdesin?
Şunu bilesin
Hala ilk gün gibi bendesin…
Ve özlem
Ve tükenmez bir tutku
Ve sen varsın, her şarkıda
Her gülde bakışın
Her hüzünde senin ısın
Her ‘’ah’’ ta içim içim sızın
Çürütüyor ince ince tenimi
Çürütüyor, bilesin
Hatıralar korku gibi çökünce üstüme…
Ve o anlar
Ve vedasız terk ediş…
Ben var ya savruldum o çıkmaz içinde
Ben var ya ağladım feryat içinde
Yolunu kaybeden çocuk misali
Büktüm boynumu ve yürüdüm
Andım her halini
Unutmak için değil unutmamak için
Savurunca rüzgâr ince ince tozları
Veda edercesine yola koyulunca yapraklar
İlk gün aklıma geldi
O sonbahar pazarı…
Andım seni, her anıyı
Ağladım için için
Unutmak için değil unutmamak için
9 Aralık 2012/ Bir Pazar sabahı… Güngören /İstanbul