1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
888
Okunma

Yar…
Yaratılışımız
Bir aşk hikâyesidir
Allahtan geldik, O’ndan
Ayrıldık ve yine O’ na döneceğiz
Aşk, aslımıza olan özlem ve onunla
Bütünleşme çabası manasına da gelir
Bir anlamda
Kendimize/bütünlüğümüze sevgidir
Aşk, provan algı,
Aşkın kaynağını burada görmediği
İçin onu dünyevileştiriyor
Varlık,
Varlığa dair fani olan beden
Aşkın objesi yapılıyor ve doğal olarak
Cinselliğe indirgeniyor
Aşkın büyük hakikatlerden biri olduğu
Nedense hakkıyla idrak edilemiyor
Allah’ın kâinatı yaratmayı
Arzulaması ve bunu sevmesi, varlığın
İlk sebebinin sevgi/ aşk
Olduğu anlamına geliyor
Varlığa ait
Ve birbirinden ayrı cüzler
Arasında fevkalade
Kuvvetli bir çekim var,
Kainatta sari bir aşk hali var
Aşk, bir birinin uzağına düşmüş
Parçaları bir araya getirir,
Biz buna vuslat diyoruz
Aşkın şiddeti, parçaların birbirine
Olan uzaklığı nispetinde artar,
Kişinin O ‘ na uzaklığı nispetindedir
Aşk bahsinde
Hep şu ayrım yapılır
İlahi aşk, mecazi aşk, arifler
Böyle bir ayrımın olmadığını söylerler
Hedefi ne ve kim olursa olsun,
Aşk üzere gerçekleşen şey
Mahiyet olarak hep aynıdır
Değişen maşuktur; maşuka
Yönelmenin mahiyeti değişmez, kimler
Yıllarca faniyi idealize ederek âşık olur
Aşk,
Bir derttir, söyletir
Şiir edebiyatın bir üst dilidir,
Edep, bir tür
Yoğurma ve terbiye tarzıdır
Edebiyat ise
Edep ile birlikte anılıyor,
Dolayısıyla şiirinde
Edebi muhakkak ki olmalı
Kavuşma arzusu,
Aşk olarak belirlendikten sonra,
Vuslat gerçekleştiğinde
Arzudan doğan acı/ aşk kalmaz
Mustafa Cilasun