0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1007
Okunma
uzağından bir kıyının
taş kaydırıyorum dümdüz denize
yersiz sözler büyüyor içimde
duruyor rüzgar öylece…
zaman akmıyor düşüncelerimde
saate, takvime bakıyorum
yarına varmış ,
gece gündüze bağlanmış bile…
susarak ağlıyorum, tükenmiş sorular
cevaplarımı yitiriyorum,
korkusuz bir korkak
yenilmenin
en büyük zafer olduğunu anlıyorum
usulca dağıtıyorum, ne varsa
gelmiş geçmiş tüm yoklamalara
YOKUM diye haykırmak istiyorum
yokoluşun varoluş biçimine saklanıyorum
yakınlaşsam bir dağa,
ya da kaçsam dümdüz ovalarda
yamaçlardan uçsam, kayalıklarda parçalansam
duygusuzlaşınca insanlar, hepsi bünyeme yarar
diyorum, zor diyorum, uyuyamıyorum
binparça, dur bir dakika
bir şey vardı düşlüyorum, özlüyorum
her yola koyuluşumda
nihayetinde nereye varacağını unutan
keloğlan masallarına olayı bağlıyorum
sonra yine susuyorum
denizin suyundan uzak, kıyılardan uzak
duran rüzgarlarda çırpınıyorum
kıyıya sığınamadan, boşverip taşa maşa
fırtına denizlerinde kendim boğuluyorum
noluyor diyorum, noluyor
en az ben de sizin kadar
anlamıyorum anlamsızlaşıyorum
en iyisi diyorum
en iyisinden en alasından,
gelmişine geçmişine en güzelinden
en afilisinden dur bir susayım diyorum
olmasaydı böyle, olmasaydı... oldu ama böyle,
daha çok susayım diyorum
aslında şuanda yalnız kuş cıvıltılarını duyarken
kana kana en temiz en berrak
susmaları yudumluyorum…
( Dilek KARSLIOĞLU )
5.0
100% (2)