1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1115
Okunma
Etini beyaz köpüklü dalgaların kemirdiği
Karaya vuran
Kederli, ihtiyar bir geminin
İskeletine verdim kambur sırtımı
Birazdan çıkacak fırtına için
İçimdeki denizi dinlendiriyorum…
Ve üzgün, ağlamaktan yorulmuş gözlerle,
Seni seyrediyorum…
Yağmurun vurduğu camın ardından bakar gibi,
Buğulu bakışların.
Dişlerimi sıkıp, çenemim çatırtısını duyuyorum
Çakan şimşeğin şavkını görüyorum gözlerinde
Bir beklemek beliriyor içimde, an geçmiyor!
Gök gürültüsünü bekler gibi bekliyorum
Fırtına öncesi sen’sizlik bu.
Şimdi hıçkırarak ağlayacaksın.
Seni ben bile susturamam!
Yedi renkli gökkuşağına daha çok var.
Kafamın içindeki sesleri başka hiç bir şeyin
Bastırmaya gücü yetmiyor inan.
Bir ayaklanma çıktı içimde
Artık söz geçiremiyorum kendime.
Bu, gemiyi de belki bir isyan batırdı.
Benim gibi, batıyorum bende!
Bir cins-i lâtif marifetiyle
Büyük bir yara aldım göğsüme
Bakmayın kanımın akmayışına
Bir iç kanamasıdır aşk!
İçin için kanar, gırtlağına kadar, yar olursun,
Çırpındıkça dibe çeker seni boğulursun…
HASAN ULAŞ
5.0
100% (2)