3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1698
Okunma

ellerine varan bir rüzgarı okşuyor
saçlarına geceyi sunarken karanlık
loş ışıklar ötesinde hevesi kursağında
bir öpüşme gölgesi kaldırımı çiğniyor
çan ezan ve günah yazan tanrıyı görmezden geliyor
şehvetli oynaşmalar zamanında tutsak
iki karartı
denizden boğuk bir vapur sesi
bir martı çığlığını korkutuyor
sen çoktan uyumuşsundur
nede olsa ben vardiyadayım sözcükler ve çayımla
sana şiirler ülkesinden
günyüzü bilmez şaşırtan mecazlar toplayacağım
yokluğunun ezberinde üşürken tenim
sana nisanı vuran ayazlar toplayacağım
bir çakal uluyacak gözlerimde
sana siyahla sevişen beyazlar toplayacağım
aklımın firar ayrıtlarından
yani uzayacak söz
kelam kaleme sarılacak
bir şiir doğuracak hüzün
albatrosların cıyaklamasında
şafak ellerimi yakacak
kömür kokusu sensizliğe sinerken
bir sabahçı kahvesinde
sensizlik sonsuzluğa karışıyorken
her yudumda
sıfır eğimli bir uçurum güvenliği sende heyacan
yılların ardında sesler birikir teninin gergefinde
koşarsın kaçırdığın yarındır farkında bile değilken
zaman bütün kuytuları zapdetmiştir
gölgende çoğalır kırıklıklar, uzar gider şehir ellerinde
hengi tutsaklığın özgür parmaklıklarında mutlusun
beyaz teninde tiksinç öpücükler mi saygıya boyanmış sevgisizlikler
yıklan bir avuntunun yerini mi alır eşyalar
kalbindekini değiştiremedikçe begonyanın yapraklarını kopartman
kemirmen sözlerinle sendeki sensizliği susmayan zamana
antik bir soyluluktan geriye kalan asil suskunluk
dilini parçalarda gecede, beynine sus emri veremezsin
sen düşe bulaşma yeterki
gerçekler intahar eder ellerinde bir bir
susmak ses, durmak yasa, yaşamak tasa iken
güller solgun ama beterdir kuru diken
soluna batarken aşk diye bir ölümsüzlük
ALİ RIFAT ARKU
20/04/2013
İSTANBUL
5.0
100% (7)