3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1969
Okunma

Yorgunluğu taşıyordu kalabalık
özlediğim tekilliğin akışında
tıknaz bir yokuşu indim uçarak
çığırtkan martı açlığında sürü sürü
lale fısıltıları geçmişe bulanmış renkti
gri gökyüzünün ayaz ısrarında
henüz kışı sıyırmamıştı yarasından
taze kabuğunda acı korkusu
dinmez sızı
melek şarkılarında hüzün
İstanbul da bu gün
bütün aşklar yağmur yüklenmiş
sevda sözcüklerinden ayrılıklara akarken
çorağında yüreğimin
küçük umutlar birikiyor
öyküsü başlıyor
kar soğuğu gibi içime işleyen
sensizliğim sessizliğime gölgelenen…
Rüzgârın eline vermiş boğaz saçlarını
okşadıkça sepken duruldum
sonra yükseğinde mavi susuzluğun
çay bardaklarının ince bellerine
gölgesini iliştirdim mutluluğun
terennümünde meskun mahallerin
inceldiği yerden kopsun diye
özlemsiz bekleyişin tutkunu
suçsuz gözlerim
Kimse görmedi beklerken
bir merhabanın elinden tuttum
bir melek elimden tuttu giderken
hani sebepsiz düşerken dilime
saklı yamaçların manzarası
işte o an duyuldu susuşum
AsevimLİ
5.0
100% (4)