9
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2591
Okunma
Üşüyorum anne
Uzatırmısın elini
Antakya’da kayboldum anne
Hiçbir zaman sevgi safhalarında,
gülüşlerim’le birlikte beni kabul etmeyen
hep karamsar, hep melül, hep kötü olmamı isteyen Antakya..
Ne yaptıysam, ne ettiysem gülüşlerim’le birlikte
bir kez olsun ikna edemedim onu.
Daha sonra öğreniyorum ki anne;
Antakya, herkes gibi bütün kapılarını bana kapatmış.
Seninde anlayacağın şu ki anne;
Oğlun, emsali görülmemiş bir yalnızlıkla baş başa kalmış.
Antakya’da kayboldum anne
Antakya’da!
Uzun çarşının Kalabalığı yüreğime üşüştüğünde
gülüşlerimi ters akan asi nehrinde bırakıp,
yalnızlığımın arkasına saklandığım da
içine düştüğüm karmaşa gittikçe derinleştiğinde kayboldum.
Antakya’da kayboldum anne
Antakya’da!
Başıboş sevgilerden mahrum kalbim,
gözüme çöreklenirken kaderimin karşısında
Habib-i neccar eteklerinde ki dirhem dirhem hüznümü
kimseler görmesin diye avuç avuç topladığımda kayboldum.
Antakya’da kayboldum anne
Antakya’da!
Sensizlikten titreyen bedenimi uyumadan önce,
Daphne(Defne) örttüğünde her gece
gittiğin günden beri Apollon’dan başka
Kimse yanıma uğramadığın da
Harbiyenin acısı ile tanıştığımda kayboldum.
Antakya’da kayboldum anne.!
Antakya’nın ıssız ve dar sokaklarında,
gündüzlerden intikam almayı bekleyen baykuşlar gibi
karanlıklara gömüldüğümde
içimde sönmeye yüz tutmuş sevgimin
sönük ışıklarına artık elim yetişemediğinde kayboldum.
Artık beni, gülüşlerim’le birlikte önsöz’lerde de arama anne!
Çünkü ben; adına şiirler yazılıp besteler yapılan İstanbul’da kaybolmadım
ve yahut İzmir’de ya da Ankara’da
ben Antakya’da kayboldum anne!
Antakya’da!
5.0
100% (12)