Tuttum aynanın en ince köşesinden
Suya düşmüş gökkuşağı,bedenimde dolanıyor
Geçmişin buğulu tümcesi/nefesimi titretirken,
Buruk fısıltı düştü/incinen yerinden,
Boğazımda düğümlü/sahibine ait kelimeler,
Yanağımda/buzdağının hüzün çatırtısı akıyor,
Dokunmasaydım keşke/başım omzuna yaslanıyor.
Aklımı alan,pişmanlıktı aslında gizlediğim
Anlamakta zorlandığım düşünceleri yaşarken,
Söylemekten korktum/geç tanıdığımı hissettiriyor,
Fazla söze gerek yok,gelmem geç oldu derken
Tekrarı olmayan/dönülmez akşamın ufku kızıllaşıyor,

YANIMDA KAL..(kul rengi balık suya atlıyor).

Sessizliğinde gelenlerin bıraktıkları sendin.
Ulaşılmaz,yakınlaşma biraz şiirsel.
Kapını açtın/kapattığın kadar sana ait’ti dizeler.
Kilit vurduğun/kapının anahtarı denizden izliyor,
Açmanın zorluğunu,sesli olacağını kabul etmişken.
Müsaitsen diye seslenmek /satır aralarına sıkışmış sözler.
Bin bir gecenin şiirsel anlatımı/yaşantımıza yön vermiyor.
Hoş vakitlerin/akrep ve yelkovanı muslatta buluşturuyor.
Kaçı kaç geçiyor diyecek kadar/geç kaldım derken.
Duyguların kıymeti /hoş vakit hisleriyle güzelken.
Bilinmeze yol almak/basma kalıp tercihimiz sayılıyor.
Doğruya yolculuk/burnunun dikine giden var aramızda.
Beli bükülmüşün,görünmez yükü, yaşanmışlığın iziydi oysa.
Birbirimize benzemeye çalışmak/ diye adı/anlaşmakta olsa,
İçimizde o hep yanlızlık rüzgarı/mevsimsiz esecekti diyor.
Bedenimize verdiğimiz değer,ruhumuzda olsaydı,
Tebessümleri ertelemeli/taksitlere bölünmezdi oysa.
Her şey biraz biraz gelse,sonuç koca bir hiç kalıyor.
Yıldızların uzaklığı onu sevmemize engel değildi,
En yakın pırıltıyı görmezden gelmek/körlükmüydü yoksa.
Türkü tadında yaşamlar,modernlize olmuştu oysa,
Vur sazın teline,nota bilsesende olur dedirtiyor.