0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
960
Okunma

ne bahar olsaydı mevsim ne yaz
ne kış ne de kış önü
ne bayram olsaydı gün ne düğün
olsaydı bir düş günü
ne uykuda olsaydık ne de uyanık
biraz kaybolmuş olsaydık
sen çiçek olsaydın suya muhtaç
bulut olup yağsaydım toprağına
bir ağaç olsaydın ışığa aç
güneş olup konsaydım budağına
yonca olsaydın dağ başlarına taç
hava olup solusaydım yaprağına
hayat bulsaydık
sonra kendim olsaydım ben
ne bulut ne güneş ne hava
olsaydım iki öküz bir sabanımla
yırtık poturum delik çarığımla
sen de sen olsaydın peşinden
ne çiçek ne ağaç ne yonca
eskimiş fistanın yamalı şalvarınla
çilli suratın belikli saçlarınla
biz olsaydık
burada değil tabii dağlarda olsaydık
bizim oralarda
yazıda değil tabii yabanda olsaydık
tarlada bostanda
çapa yapsaydık orak sallasaydık
bağ budasak üzüm toplasaydık
ve yorgun yatıp dingin kalksaydık
kendimizi bulsaydık
ama şehirde değil tabii köyde
evde değil kulübede
biftekle değil köfteyle değil
beslenerek biberle domatesle
övgüyle değil sövgüyle değil
büyüyerek şarkıyla türküyle
insan kalsaydık
ne bir yaz günü ne bir kış önü
ne bayram ne bir düğün günü
ne uykudayken soluk bir rüyada
ne uyanıkken gün ortasında
bir düş günü sar(ser)hoşluğunda
biraz yaşamış olsaydık
La-tekmen Nisan/2013/Lüleburgaz