Hayat akıp geçiyor
takvime göre benim için bir yaş daha bitiyor
saçlarıma ilk ak tellerim düşerken
çocukluğum gençliğim
kırışmaya başlayan ellerimin arasından kayıp gidiyor
daha dün değil miydi sokakta top oynamam
komşunun camını kırınca komşu amca tarafından kovalanmam
daha dün değil miydi kar yağınca
kızakla kayıp tüm elbiselerimi ıslatmam
sobanın arkasına geçip annemin azarların dinlerken ısınmam
daha dün değil miydi okul giderken düşüp siyah önlüğümü çamurlamam
daha dün değil miydi sınıfta uzun eşek oynuyorum diye
kulağımı öğretmene kaptırmam
daha dün değil miydi platonik aşkıma uzaktan bakıp
kara sevdaya düştüğümü sanmam
daha dün değil miydi ilk biramı içtiğimde
kendimi sarhoş sanıp sağa sola vurup yalpalamam
daha dün değil miydi hayatımı çözeceğim birkaç soruya bırakmak
için saniyelerle savaşmam
daha dün değil miydi arkamdan su dökülerek askere uğurlanırken
bu gidişin bir dönüş olacak mı diye korkmam
daha dün değil miydi nikah masasına oturup
hayatı iki bedende bir beden gibi
yaşamaya karar verdiğim an
daha dün değil miydi evladımı kucağıma alıp
kalbimin çırpınışına kulak kabartmam
daha dün değil miydi babamı toprak anayla paylaşırken
artık baba olduğumun farkına varmam
daha dün değil miydi
daha dün değilmiş
hayat dün bugün derken geçmiş
geçmişi biliyorum
geleceği bekliyorum
hayat sen hızlı hızlı devam et
ben arkandan yavaş yavaş geliyorum