Yarıya indirdim tüm bayraklarımı,
Sürme çektim gözlerime.
Yarısı kırılmış bir şeker gibi,
Eridim zamanın gerisinde dün gece...

Sınırları olmayan bir saklı ülke gibiydi düşlerim.
Kılıçla orta yerinden böldüler sevgi ile nefreti.
Birisi aklıma, diğeri alnıma düştü
Ve serseri bir kedi gibi dörtnala yol aldılar tepelerde.

Öylesine yorgun ki çekip gitmelerden içim,
Hırçın rüzgarlara bıraktım bedenimi
Nereye vurursa vursun diye.

Nehirler çıldırmış gibi akıyorsa eğer,
Bil ki benim yüzümden...
Ve bu kışı zapteden sağanak yağmur,
Söndürmek için içimdeki ateşi...

Aklım öylesine firarda ki,
Bu büyük sevdanın altında biçare yüreğim...
Sen yüklemedin bu yükü üzerime
Ben sildim çizgilerini kaderin hiç bilmeden.
Keman bir kadın gibi ağlarken,
Teker bir kez,bir kez daha dönerken,
Ben aynı yerde durup
Sen dörtnala giderken,
Ağlamazsam daha güçlü kılarım kendimi dedim.
Sakladım seni ne kadar çok sevdiğimi.
Acıyı içime ektim.

Ve bütün sisleri zırh gibi kuşandım gözlerine
Sen hiç görmedin.
Sen hiç bilmedin.

Sana mısralar bırakmak isterdim en çok,
Oysa bütün aynalarını topladım birer birer...
Fotoğraflarımı astım hepsinin yerine
Kendini daha iyi gör diye...