14
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1491
Okunma

ay kokulu koynunda gecelerin
bir dirhem uyku tutmazdı beni
şarkılar söylerdim sabahlara değin;
gökten yağmur değil,
yıldız yağardı düşlerime
ne olduysa,
tavan arasına döndü gökyüzü,
dokunsam tozu dökülür
çuval çuval yıldız dolu göğsüm...
yaşlı ve yorgun bir hamal
uzay mekiği sanki yüreğim
sessizce çekilmiş hangarına,
yeni yolculuklar beklemiyor
bir şarkısı da yok yarına;
sensiz kanat açamıyor
yıldızlara uçamıyor,
yeterince büyüdü acılar...
yıllanmış şarap gibi
mahzeninde anılar
her şey unutulacak;
oysa bir zamanlar
ağustosta beyaz incir
bal akardı dudağından...
sevdalanmak bir daha
ay kraterlerinde donmuş su kadar uzak;
yürümüyor kanım
sevmeyi unuttum
sevda yorgunu bir yürek bıraktın ardında
ay yüzündeki gül kokusu,
şimdi günden güne büyüyen
acımasız bir ölüm korkusu...
Şaban AKTAŞ
19.08.1998