kendimi bilmez biriyim
biraz anlatır mısın beni bana
bak en güzel bilyelerimi sakladım
onları veririm sana

kuşlardan bahset mesela
gökyüzünde turnalar inci sıra
dizi dizi
kime giderler
yusufçuklar her sabah bahçede
dertli dertli neden öterler
mesela sığırcıkların kanatlarına mı kar yağar
yoksa sığırcıklar mı kar/a yağar
avuçlarına koyduğum
ayçiçekleri geceleyin
neden bakmaz aya güneş kadar

diyorum ya;
kendini bilmez biriyim
anlat biraz beni bana
sigaramın küllerini biriktirdim
belki anka olur sana

kuşlarını vuracağını bilse
ağaçlar çatal yapar mıydı sapana
peki geçtik,
neden meyve verir ağaçlar
dallarına taş atana

dört mevsim bir yıla çok az
anlat güzelim anlat herşeyi biraz

dalgalar denizlerin yortusu mudur süsü mü
kirpiklerin ok değilse ayrılığın örtüsü mü
atomun çekirdeği birken
neden incirinki bindir
bu kadar tılsımlı bir heyulada
aldığımız nefes duaysa
verdiğimiz amin midir

düşündün mü..
dallarda nedendir hep iki kiraz
ağaçları boşver güzelim
bana yapraktan bahset biraz
yağarken yağmur gök müdür
yer midir delinen
hadi yıldızlar uzak, ateş sıcak
kar tanesi tut, eş olduğu bilinen

anlat güzelim, beni iyi anlat bana
yıldızlar olmasa da
ateşböcekleri toplarım sana

mesela;
kırağı şekere benzediği için mi
acı patlıcanı çalmaz
dokuz ay oynanan bir kordon
neden sözlerin gibi dolanmaz
ve
herşeyi kıskanırken bir kadın
niye evladını kıskanmaz
sevgi değil midir ki bereket
neden ikiye bölünür
oysa dört odalıdır
yürek denen plaket

beni boşver güzelim,
bana seni anlat biraz
bu güzellik,
bu kainat dururken önümde
aklım bana çok ama çok az

sen;
’beni anlamaya çalışma’
sadece ve sadece
’sev’ diyorsun
oysa;
sen bu kitaba önsözken
bu ruh geceleri nasıl uyur hiç bilmiyorsun....