12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1246
Okunma
ağlamayı özlediğin oldu mu hiç
yanaklarının dudaklarıma susadığı
vuslat göğsümüzde
açamayan bir çiçek
gayret edilse fark edilir
toprağının günden güne tavsadığı
d ü n
ince parmakların
tanyeri ağarmadan
kurusun diye göğe asardı
merak yorgunu gözbebeklerimi
saçının rastgele bir teliyle
yedi renge kırılırdı
her sabah gün ışığım
kanatların dönerdi kuşluk vakitleri
varılmaz düşlerin kuytusundan
ve/ya
güneş ikindiyi demlerken
dönülmez bir okyanusun koynuna
varırdı kirpiklerin
b u g ü n
yoksun
yoksun
ve yoksun
y a r ı n
gözlerim nemli bir bulutun
böğrüne saplanacak
uçurtmamın terkisinde
büyüyecek gözbebeklerim
ardından avucumda birikecek
gecelerin tuzu
ve uyutmayacak bir türlü
salamura hasretin
ağlamayı özlediğin oldu mu hiç
yanaklarının bana susadığı
vuslat karnımızda
doğamayan bir bebek
dinlenirse işitilir
sevenleri ağlayarak kutsadığı
İSTİSNA (6 Aralık 2007, Atakent)
İstisnalar kaideyi bozar.
(önceki şiir: “saat”)
Not: 11 Aralık itibariyle askere gidiyorum.
Tüm okuyuculara sevgi ve saygılar.
Görüşmek üzere.