33
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
2600
Okunma

sen başlangıçtın pazartesiydin günlerden
hep bir işaret kurdelesi kitabım arasında
ilk dizesi şiire başlamanın
ilk gülümsemek aşkla
görmek sevgili yüzünü aşkın
upuzun yollara adım atmaktı ilk acemi adımlar
perdeleri sonuna dek açarak güneşe
beklemekti gelecek mutlu günleri
mut sendin gözümde
senin gözlerinde gülümseyerek uyanmak sabaha
birlikte sinemaya gitmek
oyun izlemek
ankara’nın gezilmeyen yerini bırakmamak
sokak satıcılarına takılmak
birlikte okumak, bir kitabın sayfalarını
sen bir mayıs ayıydın yemyeşil gözlerin gibi
çölde su bulmak serap sanırken suyu
dilin damağın birbirine yapışmışken
hiç kar görmeyen çocuğun kar görmesi
kartopu oynaması gibi bir sevinç
beklemektin bilirim sensiz gecelerde seni
ayak tıkırtılarını dinlemek
ayırt etmek sesini sokağın gürültüsünden
sana apayrı özellikler yüklemek
göklere çıkarmak sözgelimi
sana takmak bir yıldızın adını
almak seni karanlığın koynundan kendine
duymak istediğin bütün sevgi sözcüklerini fısıldamak
aşk sevinirken varoluşuna
seninle uyumak
yoksul sokağımda sen
zengin kıvrımlarıyla bir karanfil gibi kırmızı
girerdin günlerime
yanlış katlanılmış bir kâğıtsam düzlerdin
elinin dokunması yeterdi sayrı sabahlarda
al güller açtırırdın yüzümde
kalbimin atışını duyardın bakışlarımda
ürkek bir tavşan girip çıkardı odadan odaya
bilmezdik sevdiğim bilmezdim
hangi avcı doğrultacaktı silâhı
sen mutlu musun nasıl anlayayım şimdi
3. 3. 2013 / Nazik Gülünay